Oyun Karakterleriyle Bağ Kurmak

Özellikle hikâyeli oyunlar oynarken çoğu zaman başımıza gelen bu durum, aslında o oyunun ne kadar başarılı bir iş çıkardığının göstergesi diyebiliriz. İyi bir şekilde tasarlanmış olan karakterler, bir oyuncuyu daha yolun başındayken bile kendine çekmeyi başarabilir.

Geralt, Arthur ve Kratos gibi örnekler verebileceğimiz bu karakterler, kendi iç dünyalarını bizlere öyle iyi aktarıyor ki bu karakterler ile adeta duygusal bütünlük sağlayabiliyoruz. O hâlde gelin, bu durumun altındaki sebeplere etraflıca göz atalım.

İlk olarak en can alıcı noktadan başlayalım, oynadığımız karaktere tam anlamıyla bağlanabilmemiz için onun kişiliğini tanımamız ve benimsememiz gerekiyor.

Bir oyun karakteri ne kadar başarılı tasarlanmış olursa olsun, ilk olarak bizlere o karakterin iç dünyası ve başından geçenler aktarılır. Oyuncu, kontrol ettiği karakterin kişiliğini tanımaya başladığı zaman, bu karakterin hangi durumlarda nasıl davranacağını yavaş yavaş kestirmeye başlar ve kendisiymiş gibi benimser. Kontrol ettiğimiz karakter detaylı bir kişiliğe sahipse ve bu kişiliği başarılı bir şekilde aktarabiliyorsa zorlu bir tercih yapma durumu ile karşılaştığımızda bu durumu karakterimizin gözünden düşünür, onun vereceği kararı vermeye çalışırız.

Oynadığımız ana karakterin derinliği, oyunun atmosferi, dünyanın kalitesi ve yan karakterlerin başarısı da bu konuda önemli bir rol oynuyor.

Oyun dünyasının en popüler karakterlerinden bir tanesi olan Kratos, dışarıdan bakıldığında; kötü bir baba, duygusuz ve acımasız bir karakter olarak ifade edilebilir ancak Kratos’un maceralarına tanıklık etmiş olan bir oyuncu, onun geçmişin yüklerini ve acısını nasıl içerisinde biriktirdiğini ve içinde kopan fırtınaları yüzünden okuyabilir.

Bunun da oyundaki ana karakterin başarılı ve eşsiz bir şekilde tasarlanmış olmasından kaynaklanan bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Tabii, yalnızca ana karakterin iyi olması yeterli olmaz.

Oyunun bizlere sunduğu dünya, bu dünya içerisindeki düzen ve yaşanan hayat da büyük önem arz etmekte. Eğer bu dünyanın işleyişi ve atmosferi oyuncuya iyi bir şekilde yansıtılabilir ise oyuncu kendisini o dünyaya ait hisseder ve oyun içerisindeki karakterine daha sıkı bağlanır.

Bir diğer çok önemli husus ise oyun içerisinde yer alan yan karakterlerin çekiciliği! Bizlere maceramız boyunca yoldaşlık edecek olan bu karakterler, oyunun seyri açısından büyük bir öneme sahip. Yakın zamanda çok severek oynadığınız hikâyeli bir oyundaki yan karakterleri şöyle bir gözünüzün önüne getirin, bazılarını gerçekten çok seviyor, bazılarından da nefret ediyordunuz değil mi? İşte tam olarak bundan bahsediyoruz.

Karakterin yerine kendimizi koyduğumuzda oyun zevkini ikiye katlıyoruz.

Kontrol ettiğimiz karaktere bağlanmaya çalışmamızdaki asıl sebep; gerçek hayatta yaşamamızın mümkün olmadığı maceraları gerçekçi bir şekilde deneyimleyecek olmamız. Eğer bir oyun bizlere bunu hissettirecek kadar başarılı oluyor ise o oyunu oynarken aldığımız keyfin katlanacağını bile söyleyebiliriz.

Bu durum, oyunun sürükleyiciliğini artırırken, merak hissinizin canlı kalmasını da sağlıyor. Özellikle oyunlarda sık sık karşımıza çıkan; ihanet, üzüntü, mutluluk, korku ve aşk da dâhil olmak üzere pek çok duyguyu tecrübe etmemize imkan tanıyor.